8 Şubat 2008 Cuma

Annem 19.Bölüm Özet

Musa ile Zeynep’in ayrılığı Gonca’yı üzüyor

Musa, Zeynep’e; Ali’nin teklifine nasıl bir cevap vereceğini sormuş, fakat bir yanıt alamamıştır. Bu durum, Musa’yı hem çok sinirlendirmiş hem de çok huzursuz etmiştir. Musa’nın bu ruh halinin farkına varan Zeynep, içten içe bu durumdan hoşlanmaktadır. Zehra, artık sadece kızıyla birlikte kuracağı yeni hayatını düşünmekte ve kendi ayakları üzerinde durmak için çaba sarf etmektedir. Süreyya ile Mehmet’in hep hayalini kurdukları şey sonunda gerçekleşir. Süreyya hamiledir. Mehmet başta olmak üzere tüm aile sevinçten havalara uçar. Annesiyle babasının ayrı olması Gonca’yı her geçen gün daha fazla etkilemektedir. Gonca’nın okulda da dersleri hiç iyi gitmemekte ve Eymen’le sürdürdüğü arkadaşlığı da günden güne yara almaktadır.
Gonca, tüm bu sıkıntıları yaşarken, başına gelen talihsiz bir olay hepsini çok üzer ve olayın basına yansımasıyla da ortam yine gerilmeye başlar.

Menekşe ile Halil 21.Bölüm Özet

Menekşe hem heyecanlı, hem de endişeli

Kanal D’nin başrollerinde Kıvanç Tatlıtuğ ve Sedef Avcı’nın oynadıkları sevilen dizisi “Menekşe ile Halil”in bu bölümünde; Menekşe bir yandan pastanesini açmak için heyecanlanırken, diğer yandan da Mustafa’nın kendisine ve sevdiklerine zarar vermesinden endişe ediyor.

Mustafa’nın Menekşe’ye gönderdiği kanlı gelinlik, Mustafa’nın kininin büyüyerek devam ettiğinin işaretidir. Mustafa, Menekşe’nin babasına da kırmızı bir kurdele göndermiştir. Halil derhal olaya el koyar. Menekşe’nin korunması için gerekli önlemleri alır. Menekşe için özel güvenlik tutar.

Komiser Ömer de Menekşe’ye koruma tahsis eder. Hayatının bundan sonra sürekli böyle devam edeceğinden endişe duyan Menekşe, bir yandan da pastanesini açmak için hazırlanmaktadır.

Mustafa bir çok cinayetin katili olarak izini kaybettirmeye çalışır. Şehrin dışında ıssız bir yolda kendine sığınacak bir yer ararken, bir kazayla hayatı değişecektir. Bundan sonra yoluna bir başkasının kimliğinde devam ederken yolu Emine adında bir kadınla kesişir. Öte yandan Halil’in avukatları Menekşe’nin boşanma davasını hızlandırır. Komiser Ömer’in de şahitliğiyle Menekşe özgürlüğüne kavuşmak üzere hakim karşısına çıkar.

Asi 15.Bölüm Özet

Asi ve Demir aşka yelken açıyor

Kanal D’nin, başrollerinde Tuba Büyüküstün, Murat Yıldırım, Çetin Tekindor, Nur Sürer, Tuncel Kurtiz ve Selma Ergeç’in oynadıkları sevilen dizisi “Asi”nin bu akşam ekrana gelecek bölümünde; birbirlerine duygularını ifade etmenin mutluluğunu yaşayan Demir ve Asi, aşka yelken açıyor.

Demir ve Asi birbirlerine duygularını ifade etmenin mutluluğunu yaşarken, Defne ve Kerim de ilişkilerinde önemli bir dönemden geçmektedirler. Gece vakti Defne’nin Kerim’le konuşmasından rahatsız olan Neriman, Defne’ye yasak koyar. Defne nişanlanana kadar yalnız başına Kerim’le görüşemeyecektir. Neriman’ın Defne ve Kerim’e koyduğu yasak, Asi ve Demir’in yüzünü güldürür. Bu sayede yan yana olmayı başarırlar.

Defne’nin nişanı Cemal Ağa’nın gücünü göstermesi için bir fırsattır. Cemal Ağa başta Defne olmak üzere torunlarını hediyeye boğar. Ancak kendi ailesini mutlu ederken Süheyla’yı da mutsuz etmektedir. Yasemin ve Ökkeş’ten aldığı yeni bilgilerle Süheyla’nın çocuğuna bir adım daha yaklaşır.

Nişan için Demir’in Asi’ye küçük bir sürprizi vardır. Bu sürpriz bir anlamda duygularının ifadesidir. Ama Cemal Ağa’nın oynadığı oyun herkesin ezberini bozar.

6 Şubat 2008 Çarşamba

Bilgi kaybına dikkat!

İngiltere'de her 10 kişiden 6'sı kişisel bilgilerinin güven içinde korunması hususunda hem özel şirketlere hem de kamu kurumlarına karşı büyük bir güven eksikliği duyuyor.
6 Şubat 2008 Çarşamba
PC Net Dergisi Symantec tarafından desteklenen ve 28-29 Kasım 2007 tarihleri arasında Ipsos MORI tarafından yapılan araştırmanın sonuçları, veri kaybını önlemeye yönelik uygulamaların daha etkin biçimde düzenlenmesi gereğini ve veri sızdırılmasına ilişkin yasaların çok daha sıkı bir şekilde hükme bağlanmasını bir kez daha ortaya koyuyor. Bu tür yasal düzenlemeler, herhangi bir kişisel verinin, etkin biçimde korunmadığı durumda, kaybedilmesi, çalınması, o verilere izinsiz bir şekilde erişim sağlanması ya da kişisel bilgilerin yine izin alınmaksızın sergilenmesi durumunda, kurumların bunu müşterilerine veya daha geniş çaplı olarak da kamuya açıklamalarını güven altına almalı. İngiltere'de ikamet eden, 18 yaş ve daha üstü bir yaş grubunu kapsayan ve örnekleme yoluyla seçilen 1000 kişiyle telefon görüşmesi aracılığı ile gerçekleştirilen araştırma, kamu kurumlarında ve özel şirketlerde süregelen veri güvenliği uygulamalarına ilişkin olarak yürütülen bir kamuoyu yoklamasının sonuçlarını yansıtıyor. İngiltere Gelirler İdaresi Kurumunda 25 milyon kişinin kişisel bilgilerini içeren kayıtların kaybedilmesi olayının ardından, araştırmaya katılan 1000 kişinin yarısından fazlasının herhangi bir kimlik hırsızlığı ya da çevrimiçi dolandırıcılık vakasının bir kurbanı olmaktan korkmaları hiç de şaşırtıcı görünmüyor. Araştırma sonuçlarının ortaya koyduğu önemli bulgular ise şöyle: Vatandaşlar, kamu kurumları tarafından saklı tutulan kişisel bilgilerin yeteri kadar güvende olduğuna inanmıyorlar. Araştırmaya katılanların % 62'si kamu kurumlarına karşı bu tür bir güvensizlik içindeler.
Olası bir ver kaybının yaşanması, kurumların itibarını da ciddi şekilde zedeliyor. Araştırmaya katılanların %61'i kurumlara karşı bu tür bir güvensizlik içindeler. Bu durum kurumların kurumsal rekabet gücünü zayıflattığı gibi, marka değerlerini de riske atıyor.
Araştırmaya katılanların yarısından fazlası, herhangi bir kimlik hırsızlığı ya da çevrimiçi dolandırıcılık vakasının bir kurbanı olmaktan korkuyorlar. Araştırma sonuçlarına göre bu tür bir vak'aya kurban olmaktan korkanların oranı %54'ü buluyor.
Araştırmaya katılanların çoğu, çok daha sıkı bir şekilde hazırlananan ve kontrol edilen yasal düzenlemelerden faydalanmak istiyor. %46 oranındaki katılımcı grubu yürürlükteki yasaların bireyleri, kişisel bilgilerinin izinsizce ifşa edilmesi ya da kaybedilmesi gibi durumlara karşı bilgilendirilmeleri yönünde yeterince güvence altına almadığını düşünüyor.
Araştırma sonuçlarının ortaya koyduğu bir başka gerçek de veri sızdırılmasına ilişkin çok daha düzenleyici ve sıkı yasalara olan gereksinimin giderek artması. Böylesi kapsamlı yasal düzenlemeler, herhangi bir veri kaybının yaşanması durumunda, kurumların her zamankinden daha hazırlıklı bir şekilde bu konuyu ele almalarını sağlayacaktır. Bu noktada atılması gereken en önemli adım ise verilerin - örneğin şifreleme gibi önemli bir güvenlik kademesinden yoksun bırakılması gibi - yeterince güvence altına alınmaması durumunda, kurumlara cezai bir uygulamanın mutlaka dayatılması olmalıdır. Symantec, veri yönetimi konusunda standart bir uygulamaya tabii olmaları ya da kendi standart uygulamalarını ortaya koymaları yönünde kurumları uyarıyor. Veri kayıplarının önlenmesine ilişkin etkin bir yönetim planı inşa edilmesi amacıyla Symantec, en iyi uygulamalara yönelik ipuçlarını aşağıdaki gibi sıralıyor; Olası bir bilgi kaybı durumunda ortaya çıkabilecek riskin etkin bir analizini yapılması
Kritik bilgilerin tespit edilmesi ve sınıflandırılması
Bilgi koruma politika ve prosedürlerinin geliştirilmesi
Bu politikaların uygunluğunun sağlanabileceği ve yürütülebileceği teknolojilerin kullanılması
BT politikalarına uygunluk konusunda gereken birikimi edinmek amacıyla konu ile ilgili kişiler ile iletişim halinde olunması ve kurum içinde bu tür bir kadronun yetiştirilmesi
BT politikalarına uygunluk konusunda bu kadronun denetlenmesi ve sorumlu tutulması

Otobüste Avrupa’nın en büyüğü olan Türkiye’ye yatırım yapmak istiyoruz

Ticari araçtan iş makinelerine, uçak endüstrisinden finans sektörüne birçok alanda faaliyet gösteren Volvo Grup’un CEO’su Leif Johansson, Türkiye’nin otomotivde son yıllarda gösterdiği hızlı gelişmeyle bütün tahminleri altüst ettiğini söyledi.

Kamyon ve otobüs pazarında dünya ikincisi olduklarını belirten Johansson, "Türkiye’de kamyon üretmek için Karsan ile anlaştık. Ancak bugün Avrupa’nın en büyük otobüs üreticisi konumuna gelen Türkiye’ye mutlaka yatırım yapmak istiyoruz" dedi.

Ticari araçtan iş makinelerine, uçak endüstrisinden finans sektörüne birçok alanda faaliyet gösteren dünya devi Volvo Grup’un CEO’su Leif Johansson, son yıllarda Türkiye’nin otomotivde gösterdiği hızlı gelişmeyle beklentilerin üzerinde bir başarıya imza attığını söyledi. Bünyesinde Volvo Trucks, Renault Trucks, Mack Trucks, Nissan Diesel, Volvo Buses, Volvo Construction Equipment, Volvo Aero, Volvo Penta ve Volvo Financial Services gibi pek şirketi bulunduran Volvo Grubu için Türkiye’nin ilgi çekici bir ülke olduğunu söyleyen Johansson, "Bugün Avrupa’nın en büyük otobüs üreticisi konumuna gelen Türkiye’ye yatırım yapmak istiyoruz" dedi.

Johansson, dünya genelindeki 110 bin çalışanıyla 60’tan fazla ülkede faaliyet gösteren ve 52 milyar dolarlık net satış gerçekleştiren İsveçli Grubun bu yılki üst yönetim toplantısını Türkiye’de geçekleştirdiklerini belirterek, "Bu büyük önem taşıyor, çünkü biz her sene bir ülkeye gideriz. Bu sefer Türkiye’yi seçtik. Türkiye şu anda gerçekten de ilgi çekici bir ülke" dedi.

TÜRKİYE AB’NİN PARÇASIDIR

Coğrafi konumumun Türkiye’yi ilgi merkezi haline getirdiğine dikkat çeken Johansson, "Türkiye’nin Batı ile Doğu arasında tarihsel bir pozisyonu var. Ayrıca, Avrupa Birliği (AB) üyeliği yolunda emin adımlarla ilerliyor. Türkiye kesinlikle birliğe girmelidir. Bence bu hem Türkiye’nin hem de birliğin ekonomisi için iyi olur. Siyasi açıdan da iyi olur. Volvo Grubu olarak Türkiye’yi biz zaten AB’nin bir parçası olarak görüyoruz" diye konuştu.

YATIRIM YAPMAK İSTİYORUZ

Türkiye’de kárlı büyüdüklerini ve bundan çok memnun olduklarını vurgulayan Johansson, şöyle konuştu: "Kamyon ve otobüs pazarında dünya ikincisi bir üretici olarak Türkiye’ye çok heyecan verici bir bölgenin merkezi gözüyle bakıyoruz. Karsan ile yıl da 5 bin adet Renault Trucks markalı ağır kamyon üretimini gerçekleştirmek üzere anlaşma imzaladık. Bu yılın ikinci yarısında Premium Lander, Premium Uzunyol ve Kerax modellerinin seri üretimi başlayacak. Ayrıca, bugün Avrupa’nın en büyük otobüs üreticisi konumuna gelen Türkiye’ye mutlaka yatırım yapmayı istiyoruz."

OTOMOTİV BAŞARINIZ ÖRNEK

Türkiye’nin otomotivde son yıllarda gösterdiği hızlı gelişmeyle bütün tahminleri altüst ettiğini belirten Johansson, şunları söyledi: "2004 yılında Türkiye’deki otomotiv sektörünün geleceğiyle ilgili bana göre oldukça iyimser bir projeksiyon yapılmıştı. Ama orada bile Türkiye’nin bu kadar hızlı bir gelişme göstereceği tahmin edilmiyordu. Aradan geçen sürede Türkiye, tahminlerden çok daha iyi bir performans gösterdi. Türkiye otomotiv sektörü verimli ve kaliteli üretimiyle dikkat çekiyor. Bu nedenle de Türkiye’de üretmek ihracat açısından çok avantajlı. Türk otomotiv sektörünün bu başarısı Türkiye’deki diğer sanayi kollarına da örnek olmalı."

Otomobil işini bırakmasaydık dünyada büyük oynayamazdık

Volvo Grup CEO’su Leif Johansson, 1999 yılında Ford’a sattıkları otomobil üreticisi Volvo Cars’ı geri almayı planladıklarına ilişkin uluslararası basında yer alan haberlerle ilgili olarak ise şunları söyledi: "Otomobil işini iyi sebeplerden bıraktığımızı düşünüyorum. Bu önemli bir karardı çünkü satıştan kár etmemiz ve işin geri kalanına yatırım yapmamız anlamına geliyordu. Örneğin, Renault Trucks, Mack Turcks ve Nissan Diesel ile çok büyük bir kamyonet grubu oluşturduk. Dünyada üçüncü sıraya oturmuş oldukça büyük bir Volvo yapı elemanları grubu oluşturduk. Otomobil geliştirmeyi de finanse edecek olsaydık, bunların hiçbiri mümkün olamazdı. Volvo otomobilleri Ford çatısı altında görünce iyi bir tercih olduğunu düşünüyorum. Volvo otomobildeki eski iş arkadaşlarımın başarılı olduğunu görmek beni mutlu ediyor. Volvo otomobillerin durumuyla hala ilgilenirim, ama biz otomobil işini bıraktık. Artık ticari araç ve makine işindeyiz ve dünyada büyük oynuyoruz."

SİYAD adayları belirlendi

Sinema Yazarları Derneği'nin (SİYAD) “Türk Sineması Ödülleri”nin bu yılki adayları belirlendi.

Sinema Yazarları Derneği'nin (SİYAD) “Türk Sineması Ödülleri”nin bu yılki adayları belirlendi. Toplam11 dalda dağıtılacak olan ödüllerin adayları Sinema Yazarları Derneği'nin 55 üyesinin katılımıyla tespit edildi. Her dalın 5 adayı var. Ödüller 3 Mart'ta düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak.


İşte SİYAD ödüllerinin bu yılki adayları:


En İyi Film
Adem'in Trenleri
Kabadayı
Mutluluk
Sis ve Gece
Yumurta

En İyi Yönetmen
Abdullah Oğuz
Barış Pirhasan
Onur Ünlü
Semih Kaplanoğlu
Turgut Yasalar.

En İyi Erkek Oyuncu
Cem Özer
Haluk Bilginer
Kenan İmirzalıoğlu
Murat Han
Nejat İşler

Cahide Sonku-En İyi Kadın Oyuncu
Fadik Sevin Atasoy
Nurgül Yeşilçay
Özgü Namal
Saadet Işıl Aksoy
Şenay Aydın.


Mahmut Tali Öngören-En İyi Senaryo
İsmail Doruk
Kubilay Tunçer-Elif Ayan-Abdullah Oğuz
Semih Kaplanoğlu-Orçun Köksal
Turgut Yasalar ve Yavuz Turgul.

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Hakan Boyav
İlyas Salman
Rasim Öztekin
Ufuk Bayraktar
Volga Sorgu.

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Aslı Tandoğan
Derya Alabora
Selma Ergeç
Yıldız Kenter
Zeynep Tokuş.

En İyi Görüntü Yönetmeni
Eyüp Boz
Gökhan Tiryaki
Mirsad Herovic
Özgür Eken
Peter Steuger.

En İyi Müzik
Cengiz Onural-Cenk Erdoğan
Mehmet Erdem-Özgür Akgül-Alp Erkin Çakmak
Selim Demirdelen
Sunay Özgür-Ender
Akay ve Zülfü Livaneli.
Add to Google